Ceza davası, savcılığın bir iddianameyle suç işlediği konusunda “yeterli şüphe” olan şahıslar hakkında yargılama yapılması için açtığı kamu davasıdır.
Mahiyeti ne olursa olsun, tüm ceza davaları kamu davası niteliğindedir. Çünkü, savcılık şartları varsa dava açmak zorundadır. Ceza davalarına bakmakla görevli genel mahkemeler şunlardır:
Ağır ceza mahkemesi,
Asliye ceza mahkemesi.
Genel mahkemeler dışında suçun niteliği veya suç işleyenin sıfatı nedeniyle ceza davalarına bakmakla görevli bazı özel mahkemeler de vardır:
Çocuk mahkemesi,
Çocuk ağır ceza mahkemesi,
Fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi.
Henüz ceza davasının açılmadığı soruşturma aşamasında soruşturma işlemlerine dair kararlar Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilir.
Ceza Davası Nasıl Açılır?
Ceza davasının nasıl açılacağı işlenen suçun niteliğine bağlıdır. Şikayete bağlı suçlar, mağdur/müşteki/suçtan zarar gören tarafından şikayet konusu edilmedikçe savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma yapılarak ceza davası açılamaz. Ancak, takibi şikayete bağlı olmayan tüm suçlar savcılık tarafından kendiliğinden soruşturularak ceza davası açılmalıdır. Bu suçlarda savcılık ihbar, şikayet veya başka bir suretle suç işlendiğini öğrenir öğrenmez kendiliğinden soruşturma yapar, şikayetçi olmasa dahi delilleri toplar.
Ceza davası, bir iddianameyle yetkili ve görevli ceza mahkemesine açılır. Savcılık, şikayete tabi suçlarda şikayet üzerine, şikayete tabi olmayan suçlarda kendiliğinden harekete geçerek suçun işlenip işlenmediğini, işlenmişse kim tarafından, hangi suçun işlendiğini araştırır. Soruşturma neticesinde toplanan delillerden bir kimse tarafından suç işlendiği kanaatine ulaşan savcılık ceza davası açmak zorundadır. Savcılık, suç işlendiği kanaatine varmışsa bir iddianame düzenleyerek ceza davası açar. İddianamede, suç teşkil eden fiil ve suçun kanun maddesi ile soruşturma neticesinde elde edilen deliller ilişkilendirilerek şüphelinin yargılanması talep edilir. İddianame düzenlenmesi, suç işlendiğine dair yeterli şüphe olduğu anlamına gelir. Yeterli şüphe, suç şüphesi altındaki kişinin yargılama neticesinde mahkum olma ihtimalinin, beraat etme ihtimalinden yüksek olmasıdır. Savcılık ceza davası açmak için yeterli şüphe mevcut olmadığı kanaatindeyse kovuşturmaya yer olmadığı (takipsizlik) kararı vermelidir.
Savcılık tarafından iddianameyle ceza davası açılan mahkeme, iddianamede eksiklikler bulunması halinde, mahkemeye verilmesinden itibaren 15 gün içinde iddianamenin kabulü veya savcılığa iadesine karar verir. Savcılık, mahkemenin iade kararına itiraz edebilir veya kararda belirtilen eksiklikleri gidererek yeniden bir iddianame düzenleyerek dava açar. Davanın açıldığı mahkeme, iddianameyi kabul ettiği taktirde duruşma hazırlığı işlemlerini yapar, duruşma günü belirler ve tarafları çağırır. Sanık tutuklu ise cezaevine müzekkere yazarak sanığın duruşmada hazır bulundurulmasını emreder.
Ceza Davası Ne Kadar Sürede Açılır?
Bir suç nedeniyle şikayetçi olduktan sonra ceza davasının ne zaman açılacağı yapılacak soruşturma işlemlerinin mahiyetine bağlıdır. Tanık, sanık ve şikayetçi sayısının fazlalığı nedeniyle ifade alma işlemlerinin fazlalığı, başka kurumlardan getirtilecek belge ve bilgilerin varlığı, bilirkişi raporu alınması vb. sebeplerle olayın özelliğine göre ceza davasının açılması süresi uzayabilir veya kısalabilir.
Müşteki, şikayet hakkını kullandıktan sonra savcılığın soruşturması birkaç günde sonuçlanabileceği gibi birkaç yıl da sürebilir. Savcılığın soruşturmayı neticelendirmesi için belirlenmiş azami bir soruşturma süresi yoktur. Her soruşturmanın özelliğine göre soruşturma süresinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Ortalama olarak bir ceza davasının 6 aylık bir sürede açıldığını söylemek mümkündür.
Ceza Davasında Şikayet ve Şikayetten Vazgeçme
Soruşturma veya kovuşturma aşamasında bir suçun mağduru veya zarar göreni olarak şikayetçi olan kişiler “katılan” sıfatıyla ceza davasına müdahale talebinde bulunabilirler. Şikayetçi taraf, müdahale talebinde bulunduktan sonra ceza davasında kamusal iddia makamı olan savcılığın yanı sıra bireysel iddia makamı sıfatıyla yargılamada yer alır. Yargılama boyunca yapılan işlemlere ilişkin görüşünü mahkemeye bildirir, delilleri tartışabilir, itirazlar ileri sürebilir, usulüne uygun olarak tanık, sanık veya diğer kişilere sorular sorabilir.
Şikayetten vazgeçme veya şikayeti geri alma, takibi şikayete tabi suçlar açısından ceza davasının düşmesi sonucunu doğururken, takibi şikayete bağlı olmayan suçlar açısından kamu davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Şikayetini geri alan müşteki, ceza davasına “katılan” sıfatıyla iştirak edemez. Şikayetten vazgeçen, ceza yargılaması neticesinde verilen kararı beğenmese bile itiraz, istinaf ve temyiz hakkı yoktur. Müşteki, şikayetini geri almakla tüm bu haklarından feragat etmiş olur.
Savcılık, şikayet geri alınsa dahi takibi şikayete bağlı olmayan suçlara ilişkin ceza davalarını hüküm kesinleşinceye kadar kendiliğinden takip etmek zorundadır. Ceza hukukunda, kamu davasının mecburiliği ilkesi vardır. Yani, savcılık suç işlenmişse kamu davası açmak ve açtığı kamu davasını sonuna kadar takip etmekle yükümlüdür.
Ceza Davalarında Arabuluculuk/Uzlaştırma Mümkün mü?
Arabuluculuk, ceza davalarında değil özel hukuk davalarında uygulanan mahkeme dışı bir uyuşmazlık çözüm metodudur. Ceza davalarında uzlaştırma kurumu yoluyla tarafların uzlaşması sağlanmaya çalışılır.
Uzlaştırma, sadece bazı suçlarda mümkündür. Asliye ceza mahkemesi yetkisine giren bazı suçlar uzlaşmaya tabidir. Ancak, bazı durumlarda ağır ceza mahkemesinde suç vasfının değişmesi nedeniyle ceza dava dosyası uzlaştırma bürosuna gönderilebilmektedir.
Ceza Davasında Savunma Nasıl Yapılır?
Soruşturma aşamasında “şüpheli” olan kişi, ceza davası aşamasında “sanık” olarak nitelenir. Sanık hakkında ceza mahkemesinde yargılama yapılarak beraat, mahkumiyet veya başkaca bir karar verilebilecektir. Sanık, ceza davası yargılamasında tüm safhalarda kendini yazılı veya sözlü olarak savunabilir. Ceza avukatı da ceza davasının tüm safhalarında sanığı savunarak hukuki yardım yapar.
Ceza davasında suç konusu olayın nasıl meydana geldiğini taraflar anlatır. Olayla ilgili söyleyecekleri ‘beyan delili’ olarak kabul edilen kişiler olayı doğrudan mahkemeye anlatır. Avukat, savunmanın hukuki yönüyle ilgilidir, tarafların yerine geçerek suç konusu olayı anlatamaz. Ancak avukat, olaya ilişkin beyanları değerlendirebilir, anlatımlardaki çelişkileri tartışabilir. Savunduğu tarafın iddiasını doğrulayan argümanları ortaya koyabilmek için alınan beyanları tekrar ifade edebilir.
Duruşmalar, yargılamanın sözlü bölümüdür. Duruşmada savunma yapılır, iddialar ileri sürülür, deliller tartışılır; sanık, müşteki ve tanıklar dinlenir. Duruşmada sarfedilen sözler, talepler, yapılan işlemler, iddia ve savunmalar ana hatlarıyla duruşma tutanağına geçirilir. Ceza davasında savunmalar da esas olarak duruşmalarda sözlü olarak yapılır. Sanığın ilk duruşmada sorgusu yapılır ve sanığa kendini savunma fırsatı verilir. Bununla birlikte sanık ve avukatı yargılamanın her aşamasında duruşmada savunma yapabilir. Hatta duruşma aralarında mahkemeye yazılı savunma da verilebilir. Yargılamanın karar aşamasında son savunma ve son söz hakkı sanığa aittir.
2024 Tüm Haklar Saklıdır. Değer Kaybım